salas bi yere gittim bu aksam, kadikoy kokuyor. eski gunlerde beyoglu birahanelerindeki beyefendilerden oldugumu hayal ettim, seninle yaptigimiz gibi. ikinci birami yariladigimda sana yazmam gerektigini hissettim, sanki okuman mumkunmus gibi. hayat garip, hep ruzgara karsi isemeyi basaran heriflerin efsunlu oldugunu dusunurdum. ama iste sen ordasin, asiyanda, bense burada hic olmadigi kadar nefes aliyorum. "it oglu" derdin, "sigara icen erken olur. ben kendi payima dusen yavas olumu birayla dolduruyorum." belki cikar gelir yine it oglu dersin diye uc uca ekliyorum mereti. yine de yetismiyor goge. sen inanmazdin gerci oraya gidecegine. pamuk tikandi mi isik gitti, gerisini dusunme emre. daha da sorgulamazdim, simdiyse tek yaptigim bu. agir tramvaya bagli depresyon dedi doktor, bugunlerde en yakin arkadasim oldunun entel jargondaki karsigili bu. bir kitap yazdim sonunda, kayip adamdan kayip mektuplar. bir kopek aldim, onlarca bitkiyi bok yoluna yolladim. sulamayinca da yasar dedikleri kaktus bile itinayla kefeni boyladi penceremde. galiba giderken yasam duygumu da goturdun. besinci birayi soyledim simdi, kelimeleri kaybetmeye basladim. artik bu kadar suskun olma olur mu, ben payima dusen kelimeleri siraladim. son biram senin icin geliyor. hadi kutla ve bitir.
it oglu
No comments:
Post a Comment