March 29, 2011

aspirin, fil ve ben cay partisi yapiyoruz. long island iced tea ile aciyorum, yok mu arttiran?

March 24, 2011

yesil semsiye

bir sarki dinledim ve hayatim degisti. artik daha farkli bakiyorum hayata. her adim bir firsat. her bardak dolu, her dolu bir nese. bir sarki dinledim ve ben degistim. olmadi mi? basa sariyoruz. uc, iki, bir...
bir sarki dinledim ve tum ikili iliskilerimi gozden gecirdim. simdi toparlamam gerekenleri toparlamayi planliyorum. artik birak daginik kalsin diyen bir ben yok. belki biraz daha kendimden odun verip zamaninda kendimi yeterince kullandirmamisim gibi yine agir yuklerin altina girecegim. bir sarki dinledim ve daha iyi bir insan oldum. bam, kesiyoruz. ne yani yine mi olmadi? sil bastan, uc ik...
bir sarki dinledim ve bendeki merhameti ben kesfettim. unutmak istediklerimi unuttum, kurtuldum. affettim ve arindim. bir sarki dinledim ve onlar iyilesti, ben iyilestim. kestik. ne var yine? uc, ikkahretsin...
dur n`apiyorsun? mudahale diyoruz buna, iste burada ben kamerayi ele geciyorum. ve tam burada artik sizi eglendirmek istemedigime karar veriyorum. ve sonra ve... sonrasini henuz bilmiyorum. hafif bir gulme tutuyor beni, uzun zamandir kayip yesil semsiyemi omzuma asip cikiyorum. size kalansa nasil bir ruh hastasi olduguma karar vermek. ne diyordum, bir sarki dinledim. orta halliydi desem yalan olur, oldukca hos bir melodi. tekrar dusundum de olaganustuydu sarki. bir sarki dinledim ve yoluma devam ettim, ne bir eksik ne bir fazla.

March 13, 2011

bu bir sapka

bugun shutter island'i izleyemedim, yeterince muzik dinleyemedim, uyuyamadim. butun hissedemedim. bugun tam bir yetiskindim ve bundan hic hoslanmadim.

March 10, 2011

hayır ben yapmadım

kaşağıyı ben kırmadım diye haykırmak, yılmaz morgül gibi koltuklara kapanmak istiyorum. son 24 saat içinde ygs giriş belgemi iki kere kaybedip buldum, laptop'un şarj aleti kırıldı, iyiden iyiye hasta oldum, gözümdeki arpacık iyice rahatsız edici oldu, çalışma şevkim desem kapıyı çarptı çıktı. taşşak kebabı oldum afiyetle. yeni şarj aleti alana kadar seyfo, midyat gülün. adios.

March 9, 2011

gotcha

murphy kanunlariyla ilgili yaziyordum da yaziyordum. fark ettim ki ben evrenle tassak gecerken tassak kebabi olma ihtimalim artiyor, dedim orada dur. evrencegizin terazisine tikladim ve uslu bir kiz gibi ona kadar saydim. ne diyordum, evren bizimle cok fena tassak geciyor.

March 6, 2011

kor olasi postacilar

8.3.9, dedem artik yok. 9.3.9, kocatepe ile tanistim. kelimeler suslu ve zarif, onun varligi gibi. yazilacaklar yazildi, ince bir veda havasi dendi. gerisi bana ozel, simdilik yazilmayacak. 8.3.11 bir bardak viskiyle o anilacak -tek basina-. elbette davetiyesi postada kaybolan maaile anma gunleri ile alaka kurulmayacak. aileye giris davetiyem de postada kaybolmustu zaten denecek, ama bu bambaska bir hikaye oldugu icin baska sayfalara birakilacak. madem iki gun sonrasi icin bunlar yapilacak, bi' ara da bundan sonraki cumlelere zaman ayirilacak. 'moderin' toplum kadininin zihnindeki erkek evlat makbuldur dusuncesine tukurulecek. parazit yasam formu olmamak yolunda adimlar atilacak. fitne fesat, ziyan bir adam olunmayacak. ne olursa olsun icin el vermiyorsa taviz verilmeyecek. yeri gelecek unutulmayacak, affedilmeyecek. bi' de boyle konudan konuya atlayan yazilar yazilmayacak -en azindan belki-.

addendum: though this be madness, yet there is method in it.


'esas' kara koyun, nc.

March 4, 2011

...so i got busy throwing everybody underneath the bus.


bahanem ne mi peki? sarki sozleri cevaptan sayiliyor muydu? 
'you see i'm on a losing streak' desem? olmadi mi? bence bahanelerin sahiydi. 
durust mu olmaliyim? durustlugumu hak etmek icin ne yaptin? bunu hak ettin mi?
... ben de oyle dusunmustum.

.





... ve tereddut etmeden onlari itmeye devam ettim. bir daha, bir daha ve bam. kan govdeyi goturdu. ne mi yaptim? tereddut etmedim. goruyorsun ya 'i'm on a losing streak'. yeterince ikna edici olmadi mi? burada ne mi goruyorum? pembe kuzular, pamuk seker belki. bugun mu? 2007nin sonbahari, eylul olmali.

nc, -not so- new kid on the block
if you want blood (you've got it) | ac/dc

March 3, 2011

bu da mi gol degil?

sayin alaka sahibi okur,

dusunmek insani sorgulamaya itiyor. mevcut olani sorgulamaya, zamanin getireceklerini sorgulamaya... sorgulamak evet, ben emir komuta zinciri tarihcesi ve obur tarafa bakmanin incelikleri derslerini kacirdim, askeri hapishanedeydim o vakit. sanirim esitlik gibi kelimeler kullanmak gafletinde bulunmustum. bu yuzden hala sorgulamak gibi eylemlerde bulunarak rezil bir birey olmaya devam ediyorum.

erbakan'in olumuyle birlikte pek cok kisi bu konuda konusmaya basladi, neyse ki turkiye cumhuriyetinde bir konuda konusmak icin o konuda tek bir kelime bilmek gerekmiyor. evet bu konuda benim de herkes gibi bir dusuncem var. ondan igrenmiyorum ama hayir onu sevmiyorum da. tek bir gorusunun altina imzami atmak istemezdim. kacirdiginiz nokta su ki ister laik olsun ister 'dinle devlet isleri birlikte yurutulsun' benim icin fark etmiyor. cunku ikisi de devlet olma paydasinda bulusuyor. o yuzden ne sizleri ne de onlari seviyorum. digerlerine de mavi boncuk dagitmiyorum hayir. ne arkadaslarimla kolumuzu kessek kimin kani daha kirmizi beyaz akar yarismasi yapmak isterdim ne de meshur cayli sohbet toplantilarina katilmak. goruyorsunuz ya devlet ister sizinle olsun ister onlarla benim icin hicbir cekiciligi yok. hah bildiniz 'onlar'danim ben.

ne zaman goruslerimi dile getirsem 'o zaman git burdan' bakislarinizla karsilasiyorum. benim ailem osmanlinin orta donemlerinde balkanlardan goc ettigi yani 'siz'lerden daha kisa zamandir burada oldugumuz icin bizden gitmemizi bekliyor olabilirsiniz. 'ya sev ya terk et' mottosunu ne kadar cok sevdiginizin de farkindayim. buna herhangi bir cevap vermek istemiyorum, yeterince sacma. sadece tek bir sorum var size. sizin gibi orta asyadan onune suruleri katip buralara gelmeyen, hep bu topraklarda yasayanlara begenmiyorsan, ana dilinde okumak, yasamak istiyorsan cek git dedikleriniz var ya hani, onlar bi' gun size cek git dese, ne diyeceksiniz?

sidik yarisini en cok burada yasayan kazaniyordu en son size sordugumda, mac kac kac simdi?

kara koyun, 
nc

sabah sekerleri

March 2, 2011

#blogumadokunma



Kelimelerden korkulan bir toplumda yasiyoruz. Kelimelerimizden, dusuncelerimizden o kadar korkuyorlar ki bizi yillarca uyutuyorlar, susturuyorlar. Dusunmek kotudur diye kafamiza kafamize vuruyorlar. Basarili oluyorlar. (bkz. mehmet ali agca / eksi sozluk) Bizi 'obur tarafa bakmaya programli insanlar'a ceviriyorlar. Bu kadar bilgisizken bu kadar savunan bir baska insan grubu var mi bilmiyorum, ezberden vatan millet sakarya derken neyi savundugunu bile bilmeyen bir baska guruh dolaniyor mu? Once kitaplarimiza dokunuyorlar, carsaf carsaf yasakli listesi cikariyorlar. Insanlar aglaya aglaya kitaplarini yakiyor, gomuyor. Kitaplari saklamak yetmiyor, kokune kadar inmeli diyorlar. Gazeteciler, yazarlar olduruluyor, susturuluyor. O da yetmiyor evimize kadar giriyorlar, biz siz ve devlet telekonferans yapiyoruz adeta. Ustelik davetli bile degillerken. Oyle ya bizim bilmememiz ogrenmememiz gerekiyor, egitim sistemine guzelce ayar cekiyorlar. Fakat internet denen habis canli cikiyor sonra hesapta yokken. Ne yapmali, zapt-u rapt altina alinmali diyorlar. Ve iste bugun sizin, benim ve daha baskalarinin yazma ozgurlugu elinden aliniyor. Bu sefer kildan, gecen sefer tuyden. Ne erisimi engellenen ilk site, ne de sonuncu. Cunku bu zihin disarda kol geziyor. Biz bu filmi daha once gormustuk.

Blogger'a erisim engellenmesiyle ilgili detayli bilgiye buradan ulasabilirsiniz. Tepki gostermek icin neler yapilmis gormek icin de buraya bakmaniz yeterli.