July 30, 2011

migren

bu noktaya nasil geldik merak ediyorum. sana bu pencereden gordugumu anlatiyordum shinead, sen de bazen bunlari goruyordun. gunes sana sari oldugu kadar bana da sariydi. evet belki senin icin dogum kontrol haplari kadar sariydi, bana sidik kadar. ama sari olma noktasinda anlasiyorduk. ayni sarkilara ayni perdeden giriyorduk. bazen ucuz saraplarla kutluyorduk gunesi, geceyi yolcu ediyorduk. bazen kadehlerde jack'le selamliyorduk geceyi. sonra sen o zuppeyle martini kadehlerinde gunleri oldurmeye basladin. sormadan edemiyorum, onun sarisi daha mi isiltiliydi. yanlis anlama beni, seni birakamadigimdan degil. gitmek istediginde seni durdurmamistim biliyorsun, daha o zamandan sen bana uc noktanin bir duzlemde olan iliskisi kadar uzaktin. biliyorsun kelimelerle iyi degilim, belki opusuyor olsak suan beni cok net anliyor olurdun. hala dudaklarin catlak mi? o kayaliklara gidiyorum bazen, atiyorum kendimi denize. saatlerce kaliyorum, dudaklarim tuzla butunlesiyor. cukur cukur oluyor eserin, daha bir gurur duy diye anlatmiyorum bunu sana hayir. sadece demagoji sanatinin dibine vurmak istiyorum. iskocya hala boktan mi? yoksa ust tabakaya kapagi attigindan beri daha mi mavi gokler sana? akdeniz bana gore degilmis, haklisin. sicak yalarken tenimi, tek dusunebildigim ruzgarli iskocya yamaclari. bugun italyan bir kizin kurek kemiklerini kesfettim ve inan bana tek bir aninda bile seni dusunmedim. ama huzursuzluga olan duskunlugumu biliyorsun, durduk yere yaziyorum iste sana. belki kocanin yazihanesine postalarim mektubu, bir parca da sana armagan ederim huzursuzlugumdan. tatli ve mayhos bir bal sarabi gibi huzursuzlugunuz bayim, baska bir sey istemediginizden emin misiniz? lanet olsun sana roy dedigini duyar gibiyim, lanet cekecek kadar tanrim yok bebek. ama illaki bunu soyleyeceksen cehennemde gorusuruz, eminim kavrulmus fistik teni sana cok yakisir. hayir tatlim, o sus kopegini disarida birakman lazim. tanrin o kadar boktan ki hayvanlari cennet ya da cehennemine kabul etmiyor. eminim sana buyukannen bunu coktan soylemistir, hala seni pazar ayinlerine surukluyor mu? o yasli fistiga selam soyle, tanrin biliyor ya benim derdim onunla degildi. duyduguma gore hemen dislerini yaptirmissin, artik parayi dert etmen gerekmedigini yuksek fisiltilarla yayiyormussun. ne sandin, en yakin arkadasimla yattin diye sana bana oldugundan daha sadik mi olacakti? bizi hic anlamadin bebek, o zuppenin seni hic anlamadigi gibi. simdilik kendine iyi bak, dua et de kocan mektubumu minik parcalara ayirmasin. tam sevdigin gibi yazdim, boktan ve anlamsiz.

hic olmadigi kadar ayik dostun,
roy.

3 comments:

  1. dua et de kocan mektubu o ufak goguslerinden kucuk parcalara ayirmasin yazicaktim ama oraya too much geldi, bilemedim.

    ReplyDelete
  2. Yazsan güzel olurmuş, hiç de too much olmazmış bence.

    ReplyDelete