April 27, 2015

aklim en iyi sabah banklarda sigara, kahve esliginde uyanmaya cabalarken calisiyor. icimdeki sair yirtik dondan firlar gibi firliyor. "cok canim sikiliyor, parcacik carpistiralim istersen" de bu sabahin mahsulu. ulku tamer kahve, sigara ve sabah mahmurlugu bilgeligiyle gurur duyardi bence.

April 20, 2015

bakmak ve görmek arasında ince ama upuzun bi' çizgi var.
bakıyorsun.
görmüyorsun.

April 17, 2015

"...yeryüzünün ışıltılarını lanetlemek istercesine ağladı.

-bırak bu gece gözyaşların aksın, yarın yeniden dövüşmeye başlarsın. insanı, kendi üzüntüsü kadar yenilgiye uğratan bir başka şey yoktur."

insanlar bana üzgün olup olmadığımı sorduğunda, hakikat de bu olduğunda, otomatik olarak yorgun olduğumu söylediğimi fark ettim az önce. tam da yukardaki satırları okuyordum. ve yanımdan geçen biri, selam vermek gafletinde bulunmamı fırsat bilip sordu; üzgün müydüm? yorgundum. mezuniyet yorgunluğu. amin maalouf beni anlıyordu. üzgün olup olmadığımı sormuyordu. üzgünlüğün sadece beni ilgilendirdiğini anlıyordu. oysa soruyorlardı. üzgün müydüm. yorgunluk benim için üzgünlüğün larvası. larva yunanca maske demekmiş. üzüntü kelimesi arapça hzn kökünden geliyormuş. hüzünün en iyi ifade ediliş biçimi ingilizceye denk düşüyor. feeling blue. ben, etten ve kemikten öte olan ben, üzülmüyor. katiyen. yoruluyor. bu gece yorulmaya devam edecek. yarınsa mavilerini akıtacak, larvasından polyommatus icarus çıkacak.