August 30, 2011

'aradiginiz kisiye suan ulasilamiyor, mumkunse denemeyin' yazili bir t-shirt giyiyordun seni ilk gordugumde, heralde sen yapmistin. saclarin daginikti, gelisi guzel bir topuz yapilmisti. bebek saclarin onlerden fiskirmisti, arkalarda luleler vardi. hava nemliydi, lulelerin suclusu belliydi. tenin fazla beyazdi, kirpiklerin kivrilmamisti. ama yanaklarin, onlar alabildigine kirmiziydi. sanki elma sekeri kaplanmisti. sonralari ogrenecektim ki alnin da boyle kizarirdi, kizdigin anlarda tabi. mizacin geregi kizardin, bu da benim antikaligim derdin. olur olmaz kizardin islere, bizlere. gozlerinde bogulmustum, oyle bir mavi ucsuz bucaksiz bakmisti ki bana. benden hoslanmamistin, dudak kivrimlarindan okumustum bunu. bu isler boyledir demistin cok sonralari varliginla omzumu senlendirirken. oyle bir kivrilmisti ki dudagin, o an geri donusu olmadigini anlamistim. sevmistin beni, tipki seni sevmemenin imkansiz oldugu gibi. bugun burada, ucagima cagrilmayi beklerken anliyorum ki romantik komedi boktanligi esenbogaya islememis. kapi acilmiyor, sen iceri kosmuyorsun. replikler havada ucusmuyor, kucagima atlamiyorsun. bacaklarini belime dolayip opmuyorsun beni. gururun elvermedigi icin sana aldigim ucak biletine de dokunmuyorsun, sinirle parcalamak bile gelmiyor icinden. hep boyle gurur yapar miydin, bu karari seninle almadigim icin geliyorum diyemezmiydin bana eskiden de? vucudundaki her bir benin yerini ezbere biliyorum da bunu bilmiyorum iste. tek bildigim seni birakip dunyanin bir ucuna tasiniyor oldugum icin 'aradigim kisiye ulasamiyorum'. ama denemek istiyorum, 'mumkunse'.

August 29, 2011

islik calmak dunyanin en bagimsiz eglemi derdim hatirliyor musun, uyku tutmayan bir kasim aksamina denk dusuyordu bu konusma. gri bir hirkam vardi, depresyon hirkasi derdin sen ona. mizikam dururdu hep sag cebinde onun. sevmezdin mizikami, mazeretin de yoktu. beni kiskanirdin galiba, dudagimi seninkiyle degil de onunla mesgul etmeme bozulurdun. ama icten ice dinlerdin caldigimi, dudak kenarin gulucuge kivrilirdi. sonra birakirdim calmayi, sakallarina dokunurdum, dudaklarina. hep cok yumusakti yanaklarin. cok yumusakti ses tonun. cok guzel yalan soylerdin mesela, hicbirine inanmazdim. o kadar guzeldi, o kadar gercek. beni kucultup cebine koymak isterdin, sen varken mizikaya gerek yok. tanidigim en guzel icki sesi de sendeydi, cok guzel icerdin. raki dudaklarindan gecip gittiginde hayran hayran izlerdim seni, istemezdim bu zayifligimi gormeni. tanidigim en guzel adamdin bora, bu canimi acitirdi. en yuksege cikmistim, beni biraktiginda -ki ben seni birakmasaydim bu kesin olacakti- asagi inmek zorunda kalacaktim. belki kendim inersem basamaklari, daha dik kalacakti basim. giderken sana bunu soyledigimde bana bakmistin, zekama hakaret ettigimi soylemistin. bak yine yapmistin, bir mukemmel yalan daha yumurtlamistin. beni birakmayacaktin, hep sana mizika calacaktim. bana eziyet edecektin. seni seviyorum cocuk diyecektin. harika bir yalanciydin, senden sonra daha iyi bir yalan duymadi kulaklarim. hirkamin cebi hic dolu durmadi, hic yalana nazir raki icmedim. ozgurce calamadim isliklari. hic adam gibi sevmedim, nefret edemedim. telefonlarini acmadim. yolladigin yuzugu takmadim. evet diye haykirmadim. uyumadim kollarda. simdi sana son bir ballad calarken durustce yalanlayabilirim zamani. sen mukemmel bir asiktin, daha da mukemmel bir yalanci. ve kesinlikle essiz bir ip cambazi.

ekim,
ayakta kalan son mizikaci

August 25, 2011

sen hep ciplaktin elif, agzindaki sigarayla giyinmis sayilmazdin. giyinmeye inanmazdin. seni kimseler giyinik gormemisti, asla. gorenlere dair ufak hatira kirintilari da coktan supurulmustu. basit bir insanim demistin, dugmeler ve kumaslar her seyi karistirir. zorlastirir miydi teninle dans eden ipek bir elbise? seni tanimasalar ne munasebet derlerdi, ama seni kimseler gormezdi. oyle pek kimseler konustugunu da bilmezdi, dans etmek konusmak mi derdi yetiskinler. gidilmeyen adalar tarif edilmezdi, ustelik biz bes metre kuzeye git sola don tanimlarina itibar eden tiplerden degildik. katiydi kurallarin, bir kahve uc sigarayla gunu acardin. kapin bir sicilya sokagina acilmadikca disari cikmazdin, oysa bir ankara kapisinin sicilyaya acilmasi senin giyinmen kadar uzakti sana. yirtip atmistin ucak biletlerini, sonra bana yine oyle bakmistin. kahve yok mu? bizim evde hep kahve olurdu. oyle nescafe falan icmezdin, filtre kahven mutlaka hazirdi. sever miydin? beni ya da kendini? iste bunu asla bilmezdim, giysili halini bilmedigim gibi. sen hep cok basit ama cok zordun benim icin, dikisler ve dugmeler gibi.

dugmelilerden rodin

August 22, 2011

mine,

senin hayallerin vardi, champs-elysees arsilanicakti. tayyorler giyecektik seninle. floransa katedralleri bir bir gorulecekti. portofino'da gunes saraplarla onurlandirilacakti. senin hayallerin kadar guzel yesil esarbin vardi anne, zarif ellerin vardi. gunesin alevden saclari, benim yagmurdan kucuk ellerim vardi. baktim da senin hala umudun var, zarif ellerinle yaktigin sigaralarin. ama ben, ben sustum. senin gozlerin kadar yesil esarbin var, soluk dudaklarin. senin hayallerin var, benim kulak arkasi saclarim. uykum gelince ele verir beni saclarim, parmaklarim. benim uykum var, senin masallarin.

nurtus

August 19, 2011

i am x


stay tuned

yine dort ayak ustune dustum, uluslararasi beni bekler. gelecegin en zeki, cevik ve ahlaksiz gazetecisi icraatlarina devam edecektir.

August 8, 2011

pek de sevgili olmayan elin,

o gunu hic unutmam, bahce kapisi gicirdayarak acilmisti. gunes buklelerine vuruyordu. yeni pedikur yaptirmistin, belliydi. kucuk seytanlar tam emilesi duruyordu ama ben hic boyle seyler yapmam bilirsin. gozlerinin yesilini siyah yesil kalem kombinasyonuyla belirtmistin. o daracik bluz tam senin icin yapilmis gibiydi. bu tabloyu bozan tek sey salindikca sana eslik eden sigara kokusuydu. ona gitmistin belli. onunla sevismistin, ta ki o senden istedigini alip yol verene kadar. simdi icindeki sevkat acligini bastirmak icin yolun dusmustu buraya. eski kurkcu dukkani masali, yapma bunu cok iyi biliyorsun. her gun bir onceki gunden daha ustaca sahneliyorsun. eminim yapabilsen ikimizi tek bir vucutta toplardin. ah su ideal dunya. deli gibi asik oldugun sevisme arkadasin ve sana deli gibi asik uyku arkadasin. bunu daha fazla uzatmayalim dediginde yuzunu gormeliydin, alt dudagini isirmistin elin. gafil avlanmistin. ustelik o hayvan herif boynunu emdigindeki turden bir avlanma da degildi bu. sendelemistin, ne diyorsun bana kahvalti hazirlamissin. ustelik hanimeli bile almissin. dengesizdim haklisin, o an elimde kibrit olsa evi yakardim. emekliye ayriliyorum elin demistim, yardimci erkek rolunden sikildim. hic beklemedigin yerden vurulmustun, o seni yine bir sevisme sonrasi kiskisladiginden buraya gelirdin, buradan kiskislandiginda ne bok yiyecektin. suratindan okunuyordu ve sana yemin ederim bebek, zevkten geberiyordum o an. gozyaslarin bile geri adim attiramamisti bana. ilk kez sen bana muhtactin, bunun tek anini bile kaciramazdim. hic adetim degildir ama bir sigara yakmistim. sen geri geri adimlarla uzaklasmistin. simdi geriye bakinca diyorum ki iyi ki elimde kibrit yoktu, yeni sevismekten gelen buklelerin tutussa yazik olurdu. perde.

emekli emektar, yanki

armut dibine duser?

"fakulte son siniftayken, bir grup arkadas kadinlarin kaymakam olmasi icin ugras vermistik. bu calismalarimiz sirasinda, icisleri bakanligi personel muduruyle de bir gorusme yaptik. mudur bey bize gerekce olarak kadinlarin narin olduklarini ve korunmalari gerektigini soylerken, kendisi makaminda oturuyor ve narin ve korunmasi gereken bizleri ayakta bekletiyordu." 1982 mulkiye siyaset ve idare bilimleri mezunlarindan mine cevik'in anisi. tesekkurler anne.

August 6, 2011


o gunden sonra sardunyanin yaninda, sarap butigindeki kediyi goren olmadi. yoksa pisirip yenmis miydi? 
resimdeki genc bayanin bu esrarla ilgisi var miydi? bu durumda herkul puaro ne yapardi?

August 5, 2011

her ayin besi benim, kafamda bu boyle. belki bi' ayin besi dogdugum icin. her bes eylul, ekim, kasim... hepsi benim. her bes biraz daha dogarim ben. dedim ya sahiplendim bir kere, oyle de bencil bu bunye. bugun yine bir bes, ben bir agizda kufurum. agustos boceginin civiltisi saydiklariniz benim kufurum. oyle de meshurum. bir bes daha gecerken ben yine dogmus gibi ozgurum. bir elimde kagit, digerinde kalem. duzusmek kelimesi kadar hurum. her bes bir ekim besi kadar benim dogumgunum.

August 4, 2011

o z g u r l u k? cocuklari dogru bildiklerini soyledigi icin hapse atilan anneye nasil anlatirsin ozgurlugu. peki anadilini bilmeyen bir ogretmenden, sistemden okuma yazma ogrenmeye calisan cocuga nasil aciklarsin bu kavrami. cesedi bulunamadigi icin dogru durust bir cenaze yapamayan babaya ozgurluk, heey ozgurluk diye sakirken anlatabilir misin sahi? ellerinle yarattigin, besledigin savaslar ugruna kandirdigin evlatlarin cenazelerinde on saflarda mirildanabilir misin ozgurluk diye? yillarca gencecik cocuklari birbirine kirdiran netekimciler geceleri nasil rahat uyur diye dusunen kiza hah iste ozgurluk, firindan yeni cikma mi dersin? dersin. gozunu kirpmazsin, hatta yillar sonra gozden dustugunde bile bir bir anlatirsin utanmadan sikilmadan. ustelik beyaz kitleni yine pesinden suruklersin. dusunce ozgurlugu dersin sonra adina. dogru mu? vatan sag olsun der gecerler, pesindeki kitle kadar pasiftir karsindakiler. soyle bana yilmaz kafandaki kokusmus turkiye semalarina karsi, ozgurlugun resmini yapabilir misin?

August 2, 2011

anna,

hangi sen'e yazdigimi inan ben de bilmiyorum, bir sen kaldi mi bundan da emin degilim. orada degilsin, anliyor musun beni? sevisirken degilsin, en kaba tabirle icindeyken bile degilsin. tebessum yayilmayan o dudak bile yok. kazadan beri yoksun hayir, bu hacim yigini bir anlam ifade etmiyor. ben, senin gibi,o bilim adami takimindan degilim, siktirik fizik kanunlariniz benim bu siktirik benligim icin yeterli degil. seni varsaymam icin degil. hangisi dogru bilmiyorum, kazadan sonra senin yaptigin gibi cennet kavramiyla uyutuldugumuza inanmak mi yoksa benim gibi yasamaya bakmak mi? sig bir adamim kabul, benim annamin ellerini uzak tutamadigi bir adam. artik bilmiyorum, senin soyledigin gibi salt cehennem hayati mi yasiyoruz? bilemiyorum bebek, cehennemdeysek eger beni uyutan, cennet denen boktan tatil icin sabah sekiz aksam bes kicini yirtan memurlardan farksiz yapan sendin. ne para, ne ihtisim, anna, benim guzel dudakli daha da guzel goguslu mabedim. simdi soyle bana, hala varim diye bilir misin? tum bu kavram safsatalarini birakip bu koltukta, tam da su anda sortumu siyirip ustume atlayabilir misin? iliklerine kadar yasayabilir misin? supheliyim. o yuzden tam da su anda geri alma tusuna basicam hayatin, bizi o kavsaga tozu dumana katip taklalar attigimiz ana goturucem. cunku o zaman gercekten olu olacaksin guzel anna. beni tukettigin, tukendigin kadar olu. ve en azindan hayata hep anlamli bakmis bir anna gecmis olacak dunyadan, kazadan sonra cehennem kuramlarina sarmamis bir anna. bahsis birakmami sevmezdin ama, ustu kalsin. meteliksiz olmek icin guzel bir aksam.

plain jack

August 1, 2011

salas bi yere gittim bu aksam, kadikoy kokuyor. eski gunlerde beyoglu birahanelerindeki beyefendilerden oldugumu hayal ettim, seninle yaptigimiz gibi. ikinci birami yariladigimda sana yazmam gerektigini hissettim, sanki okuman mumkunmus gibi. hayat garip, hep ruzgara karsi isemeyi basaran heriflerin efsunlu oldugunu dusunurdum. ama iste sen ordasin, asiyanda, bense burada hic olmadigi kadar nefes aliyorum. "it oglu" derdin, "sigara icen erken olur. ben kendi payima dusen yavas olumu birayla dolduruyorum." belki cikar gelir yine it oglu dersin diye uc uca ekliyorum mereti. yine de yetismiyor goge. sen inanmazdin gerci oraya gidecegine. pamuk tikandi mi isik gitti, gerisini dusunme emre. daha da sorgulamazdim, simdiyse tek yaptigim bu. agir tramvaya bagli depresyon dedi doktor, bugunlerde en yakin arkadasim oldunun entel jargondaki karsigili bu. bir kitap yazdim sonunda, kayip adamdan kayip mektuplar. bir kopek aldim, onlarca bitkiyi bok yoluna yolladim. sulamayinca da yasar dedikleri kaktus bile itinayla kefeni boyladi penceremde. galiba giderken yasam duygumu da goturdun. besinci birayi soyledim simdi, kelimeleri kaybetmeye basladim. artik bu kadar suskun olma olur mu, ben payima dusen kelimeleri siraladim. son biram senin icin geliyor. hadi kutla ve bitir.

it oglu