October 28, 2010

ne$esi yeter?

oncelikle kucuklerimin gozlerinden opmez, buyuklerime saygi duymam diyerek girizgahi yapiyorum. kucuklerimi fazla itici, buyuklerimi fazla karamsar buluyorum. ben ki tek saniye polyanna izlemeyi reddetmis adamim sizin bu melankoli sevdanizi anlamiyorum. ya adamin birinin bilmem kac kere kalp krizi gecirdigi, bilmem kac kere kotu yola dusup temiz aile ortamina donduruldugu, mutlulugu kadehlerde arayip sonunda surundugu dizileri, filmleri izlemeye merakiniz nedir anlamiyorum, gec otur sifir diyorum. kara edebiyati severim, cunku her turlu dusmusluge ragmen aci edebiyati satilmaz size. gercekcidir, en azindan bu benim icin boyle. bir endami, bir karizmasi vardir kara edebiyatin zavalli cocugunun olup bitmesinde.

hayatimin pek cok noktasini mutsuz gecirdim, bence bu uzulesi bir sey de olmadi. olmedim surundum ulen diye paralamadim kendimi satirlarda. kimsenin bilmesine de luzum yoktu. pek cok sefer bitse de gitsek noktasina erismeme ragmen hic terk-i diyar meselesini dusunmedim, eninde sonunda bitecek bir seyi hizlandirmanin alemi yok dedim. hepsine ragmen nesesi yeter insani oldum ben, benimle birlikte neseyi yasadigini hissettim insanlarin. belki kimi zaman suniydi nesem ama etrafima oluk oluk huzun akitmadim en grisinden.


No comments:

Post a Comment