October 14, 2013

deniz misin, liman mı?

milyonlarca el sıkışması, sayısız günaydın, benim yüzüne dokunduğum sayısız adam, senin göğüslerine baktığın sayısız kadın, kucağıma yatan onlarca kedi, arkasından baktığın tonlarca köpek, yürüdüğümüz kaldırımlar, bindiğimiz otobüsler, kaçırdığımız dolmuşlar, benim uyandığım yedi bin altı yüz yetmiş dokuz sabah, senin uyuduğun yedi bin altı yüz küsür akşam, elimizden geçen yüzlerce bozuk para, tonlarca grip, kestirdiğin saçların, boyadığım dudaklarım, sayısız ayrılık, arkasından ağlanan şarkılar, hala okunamayan şiirler, söylenmeyen iltifatlar, kondurulmayan öpücükler, korkularım, kuruntuların. senin benim hayatıma girmen, bana koyduğun mesafeler, sana duyduğum öfke, bana duyduğun nefret, başka kadınlara duyduğun aşk, başka adamlara duyduğum keşke, bencilliğin, açık sözlülüğüm, kestiğin roller, biçtiğim sözler, hep okunan sayfalar, yapılmayan konuşmalar, verilmeyen sözler. hayatımdan çıkıp gitmen, seni istemeyişim, beni tutman, seni itmem, beni çekmen, asla dökmediğim yaşlar, attığın kahkahalar, kal diyemeyişin, gidemeyişim, karşıdan karşıya geçtiğimiz sayısız yollar. tarihin sayısız günlerinden bana düşen yedi bin altı yüz yetmiş dokuz günde hayatıma denk düşmenle kafamı açan sorular. deniz miyim, liman mı? deniz misin, liman mı?


No comments:

Post a Comment