December 12, 2010

Sacma

Under the spreading chestnut tree...
Kimse dile getirmedi, kimse duymadi belki ama anlastik biz aramizda. Ben senin adiliklerine goz yumdum, sen benim nefretime. Boylelikle ortak paydada bulustuk, kimse bilmiyorken biz bildigimizi unutmaya calisiyorduk. Elimde bir bicak olsa girtlagina saplardim belki ya da milliyetci gecinen ama fasist oldugunu bagiran kitaplarindan birini kafanda parcalardim. Elbette tam bu anda sen de nasil nefessiz kalana kadar yastigi yuzume bastirdigini kuruyordun kafanda. Iste boyle bagiriyordu aklimiz ellerimiz birlikteyken. Tiksiniyordum senden, igreniyordun benden -ama en cok kendinden-. Kimse bilmiyordu, herkes bayiliyordu bize. Hatta belki kafalarindaki cerceve cifti bizdik, hani cerceve aldiginda icinde cikan mukemmel cift resimlerinden. Kim bilir belki bir gun elma yanakli cerceve cocugu da katilirdi aramizda, dugunumuze davet edilirlerdi. Bazen sen bile inaniyordun buna, itiraf et hadi. Unutuyordun bazen nefreti, elimi tutmak hatta sarilmak istiyordun. 'Normal' bir aksam ustu 'normal' bir film izlerken 'normal' bir evde 'normal' bir cift. Boyle zamanlarda midemi bulandiriyordun, kimse anlamiyordu. Bilmiyordu o gunu. Her seyini alabilirler, seni 'mi$' gibi yaptigin bir yasam bicimine zorlayabilirler ama kafandakileri, kalbindekileri alamazlar saniyordun. Oysa ilk an beni satmistin, beni suya itmis ve ustume basarak karaya cikmistin. Yasadigin zafer hissi beni suda biraktigin icin igrenc bir zavalli oldugunu dusundurmuyordu sana. Iste o gun yapildi o anlasma, zafer hissi kicina kacmisti coktan o dakikalarda. Sen onursuz bir ibneydin, ben nefret sacan bir kaltak. Aliskanliklardan hala buradayiz, alismis kudurmustan beter dediklerinde inanmazdin degil mi? Sacma.
...I sold you and you sold me


my boy builds coffins | florence and the machine



(bu hikayedeki hicbir karakter gercek degil, bir yerlerde nefes almiyor. en azindan benim zihnim disinda.)

No comments:

Post a Comment